Kahvaltıda zeytin, peynir yerine pilav
Kastamonu'nun pirinciyle ünlü ilçesi Tosya'da, evlerde ve restoranlardaki çok eski bir kahvaltı geleneği ilçeye gelen misafirleri şaşırtıyor.
Kahvaltı sofrasında; zeytin, peynir gibi geleneksel kahvaltılık lezzetlerin yerine et sulu ''pilav'' geliyor. Türkiye'nin önemli pirinç üretim merkezlerinden Tosya'da, neredeyse üç öğün sofralardan pirinç eksik olmuyor. Öğle ve akşam yemeklerinin yanısıra sabah kahvaltısında, pirinç pilavı yeniliyor. Cumhuriyetin ilk yıllarından beri üretilen pirinç, üç öğün sofraların vazgeçilmezi haline geldi. Tosya'da üretilen özel pirinç, sabah kahvaltısında özel pişiriliyor. Restoranlarda ''et sulu'' şekilde servis edilen pilav, birçok şehirdeki gibi poğoça veya simitle kahvaltı yapanların çok sevdikleri kahvaltılıkların başında geliyor. Bazı Tosyalıların çorba ile tükettiği pilav, kahvaltıda servis edilmek üzere sabahın erken saatleride hazırlanıyor.
-Tosya Ziraat Odası Başkanı Ahmet Akdiken-
Tosya Ziraat Odası Başkanı Ahmet Akdiken, AA muhabirine yaptığı açıklamada, pilavın Tosya'da sofraların baş tacı olduğunu belirterek, Tosyalılar'ın yıllardır kahvaltıyı bile pilavla yaptıklarını söyledi. Akdiken, Tosyalıların sabah namazından çıktıktan sonra kahvaltıda Tosya pirincinden yapılmış pilav yediğini vurgulayarak, şöyle konuştu: ''Sarı kılçık, ak çeltik ve yaşar pirincinden et suyu ile pişirilen pilavlarımızın hayatımızda önemi büyüktür. Alışkanlık haline getirdiğimiz bu davranışı dışarıdan gelen misafirlerimiz hayretle karşılamaktadırlar. Ancak bu lezzeti tattıktan sonra ilçeye bir daha geldiklerinde pilavı yemeden gitmezler. Suda pişen, et suyu ile yenen Tosya pirincimizi tatmaya herkesi davet ediyorum''
-Lokanta işletmecisi Mustafa Gömleksiz-
Lokanta işletmecisi Mustafa Gömleksiz (32), AA muhabirine yaptığı açıklamada, dükkanına gelen müşterilerin yüzde sekseninin pilavla kahvaltı yaptığını söyledi. Tosya'da pilavla kahvaltı geleneğinin yıllardır devam ettiğini söyleyen Gömleksiz, şöyle konuştu: ''Burada sabahleyin çorba, pilav, tas kebabı denilen üçlü, ocağın üstündeki yerini almak zorunda. Bu olmadığı zaman olmuyor. Yemek olayı ayrı, pilav olayı ayrı memleketimizde.
Burada pilav sade bir şekilde yenmez. Sabahleyin hiç çorba içmeden sadece pilav yiyen de oluyor. Müşterilerimizin yüzde 99'u et suyu olmadan pilavı yemez'' Et suyunun pilava ayrı bir lezzet kattığını vurgulayan Gömleksiz, ''Dışarıdan gelen müşterilerimize ''abicim et suyu katalım mı'' diyoruz. Bazısı sade istiyor, bazısı 'az bir şey olsun' diyor. Ama yedikten sonra kesinlikle ''Ne suyu kattıysan ondan katıver'' diyor ve sade yemekten vazgeçiyorlar. Türkiye'deki bütün vatandaşlarımıza Tosya'ya geldiği zaman kahvaltıda çorba içsin veya içmesin pilav denemesini, pilavla kahvaltı yapmasını öneriyorum'' şeklinde konuştu.
-''4 yıldır her sabah pilav yiyorum''-
Tosya'ya 4 yıl önce iş amacıyla yerleştiğini ve her sabah pilav yediğini aktaran Levent Çağlar (30) ise, ''Buraya ilk geldiğimde kahvaltının pilavla yapıldığını duyduğumda bu çok garibime gitmişti. Pilavın üstüne et suyu konulmasına da ayrı bir şaşırmıştım. Bir röportajda, 'suda büyür, suda pişer, suda yenir' diye bir şey okumuştum. Suda büyüdüğünü ve piştiğini anlıyordum ama, 'suda nasıl yenir' diyordum. Onu da Tosya'ya geldiğimde görmüş oldum. Sabahleyin kahvaltıda et sulu bir pilav canınız istiyor, onu yemediğiniz zaman midenizde bir boşluk oluyor. Çaydan önce onu mutlaka yiyeceksiniz. Suda yenilmeden de doyulmuyor. Bu bir alışkanlık ve bağımlılık. Çevremize, gelen misafirlere de bunu anlatıyoruz. 'Sabahın köründe pilav yenir mi' diyorlar, ama yeniyor. Buraya gelen misafirlerim ikinci gün, 'haydi şu hindi sulu, et sulu pilavdan yiyelim' diyorlar. Dışarıdan buraya ilk defa gelenler bunu garipsiyorlar, benim garipsediğim gibi.''