Balık yemek depresyona iyi geliyor
Uzmanlar, balık ve balık yağında bulunan omega-3'ün kalp damar hastalıkları ile depresyona iyi geldiğini belirtiyor.
Balık yağının şişmanlatmadığını vurgulayan uzmanlar, insanların omega-3'e olan ihtiyacının anne karnından başlayarak yaşam boyu devam ettiğini ifade ediyor. İç Hastalıkları Uzmanı Dr. Lütfi Hocaoğlu, omega-3 içeren balık ve balık yağının insan sağlığı açısından çok önemli olduğunu söyledi.
Hocaoğlu, “Beslenme ve kalp-damar hastalıkları üzerine yapılan araştırmalar bol miktarda balık tüketen toplumlarda, yani omega-3 yağ asitleri bakımından zengin beslenen kişilerde, kalp-damar hastalıkları ve depresyon görülme oranının daha az olduğunu ortaya koyuyor.” dedi. İnsan vücudunun yaşam boyunca omega-3 yağ asitlerine ihtiyacı olduğunu belirten Hocaoğlu, “Omega-3 yağ asitlerinin 3 tipi vardır: DHA (Dokoza Hekzaenoik Asit), EPA (Eikoza Pentaenoik Asit) ve ALA (Alfa Linoleik Asit). Yağlı balıklar en önemli EPA ve DHA kaynaklarıdır. EPA ve DHA vücudumuzdaki tüm hücre zarlarının yapısına katılarak, kalp-damar hastalıkları, hipertansiyon, depresyon ve birçok kronik hastalıktan korunmada yardımcı olurlar. ALA ise bitkisel kaynaklıdır, en fazla keten tohumu yağı olmak üzere ceviz, semiz otu gibi bazı yiyeceklerde bulunmaktadır." diye konuştu.
Omega-3 yağ asitlerinin pek çok hastalığa faydasının bulunduğuna dikkat çeken Hocaoğlu şöyle devam etti: "Omega-3 yağ asitlerinin faydalı olduğu hastalıkların başında; kalp-damar hastalıkları, trigliserid yüksekliği, bağışıklık sistemi gelişimi, görme bozuklukları, akne, alerjiler, alzheimer, davranış bozuklukları, demans, diyabet, egzama, enfeksiyon, enflamatuvar hastalıklar, hipertansiyon, hiperaktivite gelmektedir. Özellikle koroner arter hastalığı olanlar, kolesterol problemi yaşayan kişiler EPA ve DHA yönünden zengin beslenmelidir. Yapılan çalışmalar omega-3 ağırlıklı beslenen toplumlarda kalp krizi riskinin daha düşük olduğunu kanıtlamıştır. Ayrıca, sağlıklı gebelik ve emzirme dönemi için omega-3 desteği çok önemlidir. "
Hocaoğlu, omega-3'lere olan ihtiyacın anne karnında başlayarak yaşam boyunca devam ettiğinin altını çizerek, "Erişkin bir insanın günde 1-1,5 gr omega-3'e ihtiyacı vardır. Omega-3 yağ asitlerinin en önemli kaynağı balık ve balık yağıdır. Ancak balıkların türleri değiştikçe bunların omega-3 içerikleri de değişir. Günlük 1 gr omega-3 desteği alabilmek için yaklaşık 0.2-0.5 gr balık tüketmek gerekir. Ancak günlük hayatımızda her gün balık tüketmek mümkün olmayabilir. Özellikle yazın av yasağı olması dolayısıyla bu tüketim daha da azalmaktadır. Bu nedenle kaynağına güvenilen, ağır metallerden arındırılmış saf ve konsantre balık yağı ve balıklı şurup takviyeleri almak bu ihtiyacın karşılanması için önemlidir. " ifadelerini kullandı.
‘BALIK YAĞI ŞİŞMANLATMAZ'
Vücut tarafından üretilmeyen ve sağlık açısından büyük önem taşıyan omega-3 yağ asitlerinin, bazı bitkisel veya hayvansal besinlerden ya da dışarıdan takviye olarak alınması gerektiğini söyleyen Hocaoğlu, "Balık yağları ile ilgili toplumda bazı yanlış bilgiler yer alıyor. Balık yağı şişmanlatmaz aksine karbonhidratların yağa dönüşümünü azaltır" dedi.
Diğer yanlış bilginin ise balık yağlarının yaz mevsimindeki tüketimiyle ilgili olduğunu ifade eden Hocaoğlu, "Omega-3'ler balıktan iki şekilde elde edilir, ya balığın karaciğerinden, ya da balığın sırt ve gövdesindeki yağlardan. Balığın karaciğerinden elde edilen yağlar yüksek oranda A ve D vitaminlerini içerir. Bu vitaminler yeterli miktarlarda alındığında vücut için gerekli vitaminlerdir, ancak yazın uzun süreli kullanımlarında aşırı A ve D vitamini yüklenmesi konusunda dikkatli olunmalıdır. Balığın gövdesinden elde edilen yağlar ise, A ve D vitaminlerini içermediği için yaz-kış ara vermeden güvenle kullanılabilir." şeklinde konuştu