Yüzlerce yıldır aynı yöntemle yapılıyor!

Karaman'da havanın soğumaya başlamasıyla kış hazırlıkları hızlanırken; kadınlar, tarhanayı yüzlerce yıldır süregelen yöntemle yapıyor

Yüzlerce yıldır aynı yöntemle yapılıyor!
Yüzlerce yıldır aynı yöntemle yapılıyor!
GİRİŞ 19.09.2014 11:45 GÜNCELLEME 19.09.2014 11:45

Havaların soğumaya başlamasıyla,  karaman'ın güneyindeki dağ köylerinde kış hazırlıkları hızlandı. Toroslar'ın  eteklerindeki köylerde yaşayan kadınlar, atalarından öğrendikleri kış için  tarhana yapma geleneğini aynı usullerle sürdürüyor.

Bölge halkının büyük çoğunluğu Yörük geleneğini terk ederek yerleşik  hayata geçmiş. Tarım ve hayvancılıkla uğraşan bu insanlar, yiyeceklerini daha  uzun koruyabilmek için geleneksel yöntemleri kullanmaya devam ediyor. Domates,  biber ve fasulye gibi sebzeler kışın tüketilmek üzere kurutuluyor. Buğday ise  tarhanaya dönüştürülerek kışa hazır hale getiriliyor. Harman sonrası yıkanan ve  içindeki taşları ayıklanan buğday, el değirmenlerinde öğütülüyor.

Geçmişte taş ustaları tarafından yapılan yuvarlak 2 taşın arasına yine  el yapımı bir tahta düzenek konuluyor. Sonra kadınlar buğdayları bu düzeneğin  içinde belli bir dirilikte öğüterek "kırma" denilen bir malzeme elde ediliyorlar.  Bu malzeme, koyun, keçi yoğurdundan yapılan tereyağdan arta kalan ayranla, odun  ateşinde pişirildikten sonra kurutulup kışın tüketiliyor.

Çukurbağ köyünde yaşayan Fadime Çetin, soğukların gelmesiyle kış için hazırlıklara başladığını söyledi. Kış  hazırlıkları içerisinde tarhananın ayrı bir yeri olduğunu ifade eden Çetin,  "Kışın tarhana olmazsa olmazımız. En az haftada bir gün tarhana pişiririz. En çok  sevdiğimiz çorba tarhana çorbasıdır. Her şeyiyle doğaldır. İçinde hiçbir katkı  maddesi olmaz. Buğdayı kendimiz üretiriz. Kırmasını kendimiz yaparız. Ayranı  kendimizden" diye konuştu.

Tarhana yapmasını kayınvalidesinden öğrendiğini, köyde yaşayan her  kadının tarhana yapmasını bildiğini belirten Çetin, şöyle devam etti:

"Ben kayınvalidemden öğrendim. O da annesinden öğrenmiş. Bizim  evimizde taştan el değirmeni var. Bu değirmenin kaç senelik olduğunu bilmiyorum.  Buğdayı bunda çekeriz. Eskiden her evde vardı. Şimdi birçok kişi bunları attı.  Yüzlerce yıl önce tarhana nasıl yapılıyorsa bugün de aynı şekilde yapıyoruz.  Kırdığımız buğdayı yine kendi yaptığımız tereyağdan arta kalan ayranla kazanlarda  kaynatırız. İyice pelteleştikten sonra güneşte kurutur, keselerde saklarız.  Nemlenmezse, iyi saklanırsa yıllarca dayanabilir. Kışın da tencerelere ıslatır  pişiririz. Üzerine baharat olarak kekik dökeriz. Kekik de dağdan kendi  topladığımız kekik. Bu çorbayı içince hastalanmayız."

YORUMLAR İLK YORUM YAPAN SEN OL